19 Aralık 2011 Pazartesi

İsveç'i vatandaş yönetecek


Ne kadar ilerici düşünürsek düşünelim, insanın teknolojiye adaptasyonu yine de şaşırtabiliyor. Hele bu insan iskandinav kökenli ise..
Haber şu:
"İsveç turizm ajansının ikna ettiği İsveç hükümeti, resmi Twitter hesapları @Sweden’ın ülkenin tanıtımı amacıyla her hafta bir vatandaşın kullanımına verilmesini kararlaştırdı.

'İsveç’in Küratörleri' projesi kapsamında her hafta farklı bir vatandaş, hesabın avatarını değiştirmeden, istediklerini dünyaya gönderecek. Hesaba sahip olan vatandaşların İsveç’teki önemli yerler ve yaşayış biçimiyle ilgili Twitter mesajları atması isteniyor
."

Adına ister "şeffaflık" deyin, ister "ileri demokrasi", ister "teknoloji ve yeni dünyaya tam uyum", hepsi uyar, ama hepsi eksik kalır.
Teknoloji üretenlerin bile dışarıya karşı bu kadar şeffaf olamadığını , ya da bu derece şeffaflığı bir risk olarak gördüğünü düşünürseniz, bir devletin kendisine olan yüksek özgüvenini ve aynı zamanda vatandaşına gösterdiği bu seviyedeki güveni ne kadar övsek azdır.

VisitSweden CEO’su Thomas Brühl bu adımı atanların vizyonuna yakışır şekilde bir de açıklama yapmış.
Diyor ki Brühl: "Hiç kimse İsveç markasını kendi insanından daha fazla sahiplenemez. İsveç’i turistlere her zaman gezdirmeyi severim ve bunu Twiter üzerinden vatandaşların yapacak olması çok eğlenceli ve doğal bir adım olarak görüyorum

Eminim okudukça siz de benim gibi "bu bakış açısından ne kadar uzaklarda olduğumuzu" düşüneceksiniz. Yani bu seviyede şeffaflıktan uzak, böylesine özgüvenden uzak olmaktan vazgeçtim, bu bakış açısından bile çok çok uzaklardayız. Sadece toplum olarak biz değil, dünya da bu bakış açısından uzak. 

Ancak ve ancak kendisini dünyadan bir miktar olsun izole edebilmiş bir toplum böyle bir adım atabilirdi sanırım. İnsanların birbirleriyle, devletlerin de insanlarıyla nasıl iletişim kurması gerektiğine güzel bir örnek sergilemiş İsveçli yetkililer.


İlkokul öğrencisine sorulan klasik bir soru vardır.
- Söyle bakalım 2 kere 9?
- 18!
- Aferin, peki 9 kere 2?
- Daha oralara gelmedik...
İnsan aynı insan, ama bir kısmımız daha oralara gelemedik.


Tabii ki bu bir kültür, yaşam tarzı ve hayata bakış meselesi, ama yine de yaşamlarımızın başdöndürücü hızla değiştiği bir zamandayız ve hiçbirşeye yetişmek için geç kalmış sayılmayız.
Zihinlerde bir ayarlama ve biraz cesaret yetebilir.